1873 Yılında Makedonya’nın Resne kasabasında dünyaya gelen Ahmet Niyazi Bey, doğum yerinden dolayı Resneli Niyazi olarak bilinir. 1897 yılındaki Osmanlı -Yunan savaşında henüz genç bir subay olmasına rağmen yaptığı kahramanlıklarla tanındı. Gösterdiği kahramanlıklardan dolayı kendisine padişah yaverliği verildi ama aynı unvan 13 yaşındaki şehzadeye de verildiği için bunu reddetti. Tekrardan Resne’ye döndü ama onu ambar memuru yaptılar ve pasif bir göreve çektiler.
Od Kitap Yayıncılık - Geyik Muhabbeti“Makedonya’ya bağımsızlık verilmesini önlemek ve Sultan Abdülhamid’e meşrutiyeti zorla kabul ettirmek üzere İttihat ve Terakki gizli cemiyetinin devrim stratejisi doğrultusunda bir isyan başlatarak 3 Temmuz 1908 Cuma günü emrinde topladığı 150 kadar asker ve gönüllü ile Ohri yakınındaki dağa çıktı. Bu olay, İkinci Meşrutiyet’in ilan edilmesine öncülük etti. Padişah II. Abdülhamid’in 1878 yılında askıya aldığı meşrutiyet rejimi, 24 Temmuz 1908’de resmen ilan edildikten sonra Resneli Niyazi Bey şehre indi. Selanik’te “Hürriyet kahramanı” olarak büyük gösterilerle karşılandı. Dağda bulunduğu sırada evcilleştirdiği geyik, bir hürriyet sembolü kabul edildi, “gazal-i hürriyet” olarak tanındı.”

Od Kitap Yayıncılık - Geyik MuhabbetiMeşrutiyet ilan edilmeden önce süren sansür gazeteleri zorluyordu. Halkın ilgisini çekmek isteyen gazeteciler de sürekli Resneli Niyazi ve geyiğinin haberini yapmaya başladılar. Bu artık o kadar klişe haline geldi ki artık, “gazetede ne var” diye sorana; “ne olacak yine geyik muhabbeti” cevabı verilmeye başlandı ve bugün dilimizde boş yapmak, gereksiz konuşmak anlamına gelen ‘geyik yapmak’ deyimi yerleşti.

Resneli Niyazi, Balkan Savaşı’ndan sonra İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin ona gönderdiği muhafızlarla beraber Arnavutluk’un Avlonya Limanı’ndan hareket etmek üzereyken, onu korumakla görevli olan muhafız tarafından vurulur ve şehit edilir. Ölüm sebebi bulunamadığı için “Ne şehittir ne de gazi, pisi pisine gitti Niyazi” sözü onun arkasından söylendi. Oysa cumhuriyete giden yolun en büyük fedailerindendi. Atatürk’ün ağzından:
Eğer Meşrutiyetler olmasa idi, Cumhuriyet olamazdı. Resneli Niyazi gibi Meşrutiyet önderlerine çok şey borçluyuz.