Açıklama
İlk oyunlarımız kısa skeçlerden oluşuyordu. Hepimiz heyecanlıydık, ilk sahne deneyimimizde nasıl bir başarı elde edeceğimizi, düşünüyorduk. En az hepimiz kadar hocamız Cumhur Seval de heyecanlıydı. İlk eserlerimiz yöremize uygun, sonu nüktelerle biten, hocamız Cumhur Seval tarafından yazılmış, beş perdelik ayrı ayrı skeçlerden oluşuyordu. Sahneye çıktığımız ilk skeçte, her oyuncunun sesi ve vücudu heyecandan titriyordu. Skeç süresince izleyenler tarafından atılan kahkahalar, iyi yönde olduğumuzu gösteriyordu. Skeç sonlanınca; izleyenlerin yoğun alkışı, bizleri mutlu etmiş ve sevindirmişti. Kuliste olsun, sahne arkasında olsun bir saniye bile bizi yalnız bırakmayan hocamız; ilk skeçten çıktığımızda boynumuza sarılarak sevincini gösterip, bizleri kutladı ve bu işi başardığımızı, bundan sonrasının daha rahat yapabileceğini söyledi. Haliyle bizlerde onunla gurur duymuştuk.
Gevelemeye başlamıştım: “Hım, şey baba! Dedim ya, tiyatro oyunculuğuna müracaat etmiştim, kabul edilmiş.”
“Ha yani, tiyatoracı mı olacaksın?”
Atıldım: “Evet, baba!” babam kaşığını sofraya Tak, Tak, Tak! Diye üç defa vurdu, ardından:
“He… Duyanda diyecek ki, Hacı Ziyattin’in oğlu, tiyatoracı olmuş!..”
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.