Açıklama
İfa edilememiş ne çok eylem, söylenememiş ne çok söz var Usqua nezdinde. Yani hâlâ kaleme alınmamış fikirler ve gösterişli hikâyeler var Aurelius deyimiyle. Şimdi Alaca İnek ve ardından Zerdüşt’ün mağarasına düştü Usqua’nın yolu. Henüz yirmi yaşında bir genç kılığındadır o. Ve bağırıyordu Zerdüşt! Artık tek kişilik bir teatral değildir Zerdüşt’ün oyunu. Onun karşısında hristiyan bir gezgin kılığında Usqua var. Böylece aklın göreceli kuvvetiyle hiçlik felsefesinden bir hicvi tadıyor olacak Zerdüşt. Nietzsche’nin ardından gölgesi de terk edecek dünyayı. Ve bağırıyordu Zerdüşt! Tan kızıllığının yerini gurup kızıllığı alıyor. Küçük bir akşam vaktinde can veriyor Zerdüşt, sahibinin ölümünün bir asır sonrasında. Rus yazgıcılığındaki gibi savaşçı değildir zaten. Reddedilmiş bir âşıktır sadece. Ve bağırıyordu Zerdüşt! İnsanların içine girip sunmak istediği armağan veren erdemini kaybediyor yavaşça. Usqua onun on yıllık inzivasının sadece hayalperest düşlerle sonuçlandığını yüzüne bir ayna tutarak anlatıyor. Dionysos ideal benliği kayboluyor. O kimliğinden utanıyor ve çehresindeki tüm azmini yitiriyor. Ve bağırıyordu Zerdüşt! İstediği gibi Dionysos elinden kutsanamadı ve insanların arasına karışamadı! Güruhların lanetleriyle istiflendi bir ağaca son fırtınanın ardından. Yazgısı çarmıha gerilip yakılmaktansa bir ağacın gövdesinde çürümekmiş. Ve bağırıyordu Zerdüşt!
Usqua böyle buyurmazdı. Zerdüşt öyle uyurdu ve böyle ölmüştü! Onun küçük akşamı da böylece sona erdi!
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.