Açıklama
Nihayet Ada’ya geldik. Hani Dayı yiyecekleri ve sandalyeleri, taşın üzerine koydu. Babaannem de sofra bezini taşın üzerine serdi ve ekmekleri, pastaları kurabiyeleri, gözlemeleri; sofra bezinin, üzerine yerleştirdi. Yumurtaları da ben sahiplenmiştim. Taze yumurta diye bağırırken, annem beni kucağına aldı. “Anne!” diye sevinçle bağırdım.
Annemin kucağında, taze yumurta diye bağırıyordum. Bir anda yumurta sepetinin yanında biriken insanlar, tüm yumurtaları satın aldılar. Babaannem, paraları alıp; önlüğünün cebine koydu. Anneme mektubumu verdim, hem de resim yapmıştım. Ama okula gidince zarfı açmasını söyledim, sürpriz olsun dedim. Annem zarfı alıp, çantasına koydu.
Annem okulda iki elbise dikmişti, onları da sattık. Annem ve Lara Abla, pazarda iki saat kalabildiler. Evden hazırladığımız yiyecekleri, onlara verdik. Lara Abla da sandalyeleri sattı. Ekmekler, pastalar, örgüler hep satıldı. Sadece hırka satılmamıştı. Babaannem, onu da haftaya satarız, dedi.
Her hafta Ada’daki pazara, babamı görürüm diye gidiyorum ama babamı göremiyorum. Babam, nehrin karşı kıyısında çalışıyor ve köprü olmadığı için, gelemiyor. Büyüdüğüm zaman, köprü mühendisi olacağım ve köprüyü; nehrin, en dar yerine yapıştıracağım. Babam köprüden geçsin ve evimize gelsin. Babamla el ele tutuşup, nehir boyu yürüyerek, şarkılar söyleyeceğim…
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.