Açıklama
Batıda Kürt diye dışlandım. Doğuda ise Türk diye. Babamın tehditlerden korkup, Liseyi Denizli’de okumaya göndermesiyle de intikam almak için yanlış şeyler yaptım. Çok zeki biriydim. Hep doğru yolu bulmayı başarabiliyordum. Fakat ben de insandım. Hata yapabilirdim. Polisten dayak yedikten sonra işlemediğim bir suçu üstlendim. Üniversitede Gizem ile evlenmemize kısa bir süre varken motor kazası geçirdik. Kollarımda can verdi. Ondan sonra çok saçmalıklar yaptım.
Ben herkesin elinden tutuyordum. Herkese doğru yolu gösteriyordum. Benim elimden tutup, doğru yolu gösteren olmamıştı. Hapislere düştüm bu yüzden. 9 sene önce 2 fotoğraf yüzünden terör örgütü propagandası suçundan ceza aldım.
Ben gençliğimi bu örgüte savaş açarak geçirdim. Hep karşılarında durdum. Fakat böyle bir suça da layık görüldüm. Peki, Derya’ya ne demeli. Polisin karşısında farklı ifade verdi. Savcılıkta çok farklı bir ifade. Mahkemede hâkimin karşısında daha farklı bir ifade. Deliller benden yana olmasına rağmen ben ceza yedim. Bana yaşı hakkında yalan söyleyen, polise yalan söyleyen, savcıya yalan söyleyen, hâkime yalan söyleyen hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam ederken, benim sicilimde kara bir leke oluştu. Elinizdeki romanın yazarı böylesine bir yaşanmışlığa sahip. Batıda Kürt, doğuda Türk. Hem çok dindar hem çok günahkâr. Hem çok akıllı. Hem çok düşüncesiz. Hem çok başarılı. Hem de mahvolan bir hayat. Her şeyden birazcık. Hiçbir şeyden tam değil. Tamamlandığını hissettiği an yarım kalan Yunus’un hikâyesi,
Yarım Kalmışlığın Hikâyesi…
Sevgi –
Mükemmel bir roman yazarın eline kalemine sağlık
Ahmet –
Kitap ismi çalıştı gibi olmuş aynı yaynevinden aynı isimde iki kitap olması ne kadar doğru sizce?