Açıklama
… Hem gelmezse nefes alamayacağımı, sarsılacağımı, bir daha kendime gelemeyeceğimi biliyor o, en azından gözlerimden hissetmiştir!’ diye kahırlandığı o zamanları hatırlar. Bekledikçe daha da kötü olduğu, daha da perçinlendiği acılarını… ‘Bu bekleyiş seni gittikçe yıpratacak, için içini kemirecek; zamanını, umutlarını, hayallerini, hevesini, moralini tüketecek. Sil kalbinden, söküp at da kurtul, bekleme artık…’ diye kendi kendine dertlendiği geceleri… Ama ya ağladıysa benim için, benimle ilgili hayaller kurduysa, kalbinde bana bir yer açtıysa, geceleri beni düşündü, uykuları kaçtıysa, üzüldüyse, beni görmek için fırsat kolladıysa nasıl vazgeçerim? Bu haksızlık olmaz mı, bu kadir kıymet bilmemek olmaz mı, günah olmaz mı? Yok, vazgeçmem, vazgeçemem. Sanki yapabileceğim gibi. Ne diyorum ben ya, vazgeçmek ne?
Ömer Faruk Karataş –
Teşekkürler…